KoKpAr
Blog Arşivi
28 Mayıs 2014 Çarşamba
Geleneksel Türk Sporu “Kök Börü”
Geleneksel Türk Sporu “Kök Börü”
Tek başına yaşam mücadelesi bile veremeyecek güç ve yaşta öksüz kalan çocuğa bir dişi kurt sahip çıkarak anası gibi korur ve büyütür, besler ve avcı olması için yetiştirir.
Dolu dizgin koşan atlar ve onları ustalıkla yöneten biniciler, izleyenleri büyü etkisi altına alan ve atalarımız tarafından kültürel miras olarak tanımlanabilecek bir spor oyunu bağlamında belki de artık tüm dünyaya tanınan ve Orta Asya bölgesinde daha Emir Timur döneminde oynanan Polo oyununu biçim olarak andırmaktadır. Yalnızca bu oyunda değneğin yerine oyuncuların kolları, topun yerine ise “keçi” anlamına gelen “içki” olarak tanımlanan keçi postu kullanılmaktadır. Kimi zaman bu adın “ulak”(oğlak) olarak da geçtiği bilinmektedir. Kalelerin yerine de topraktan yapılan kenarları yüksek iki çukur kurulmaktadır, bu oyun için.
Teknik parametreleri konusunda da, sonra ayrıntılı bilginin verileceği bu yazıya “Kök Kurt” anlamına gelen “Kök Börü” oyununun, görevli olarak gittiğimiz Dağlık Altay ülkesindeki tarihçesinden girmekte yarar görülmektedir.
Aslında bu oyunu, Uluslararası TÜRKSOY Teşkilatı, Rusya Federasyonu Kültür ve Kitlevi İletişimler Bakanlığı ve Altay Cumhuriyeti Kültür ve Sinema Bakanlığının ortaklığıyla 22-27 Temmuz 2004 tarihlerinde Altay Cumhuriyetinde düzenlemiş olduğu Uluslararası Lev Gumilöv Forumu çerçevesinde katıldığımız Altay’ın Ulagan Bölgesindeki UluslararasıKaycılar (eski bir Türk geleneğinde gırtlaktan türkü okuyan sanat kişileri) Kurultayı esnasında izleme olanağını elde ettik. Bu yazımda yer verdiğim bilgilerin çoğu, Altay’da bu oyununu başlatıcısı, tek yetkili hakemi ve Altay Cumhuriyeti Kök Börü Federasyonu Başkanı Daniil Mamıyev tarafından sağlanmıştır.
Tek başına yaşam mücadelesi bile veremeyecek güç ve yaşta öksüz kalan çocuğa bir dişi kurt sahip çıkarak anası gibi korur ve büyütür, besler ve avcı olması için yetiştirir.
Dolu dizgin koşan atlar ve onları ustalıkla yöneten biniciler, izleyenleri büyü etkisi altına alan ve atalarımız tarafından kültürel miras olarak tanımlanabilecek bir spor oyunu bağlamında belki de artık tüm dünyaya tanınan ve Orta Asya bölgesinde daha Emir Timur döneminde oynanan Polo oyununu biçim olarak andırmaktadır. Yalnızca bu oyunda değneğin yerine oyuncuların kolları, topun yerine ise “keçi” anlamına gelen “içki” olarak tanımlanan keçi postu kullanılmaktadır. Kimi zaman bu adın “ulak”(oğlak) olarak da geçtiği bilinmektedir. Kalelerin yerine de topraktan yapılan kenarları yüksek iki çukur kurulmaktadır, bu oyun için.
Teknik parametreleri konusunda da, sonra ayrıntılı bilginin verileceği bu yazıya “Kök Kurt” anlamına gelen “Kök Börü” oyununun, görevli olarak gittiğimiz Dağlık Altay ülkesindeki tarihçesinden girmekte yarar görülmektedir.
Aslında bu oyunu, Uluslararası TÜRKSOY Teşkilatı, Rusya Federasyonu Kültür ve Kitlevi İletişimler Bakanlığı ve Altay Cumhuriyeti Kültür ve Sinema Bakanlığının ortaklığıyla 22-27 Temmuz 2004 tarihlerinde Altay Cumhuriyetinde düzenlemiş olduğu Uluslararası Lev Gumilöv Forumu çerçevesinde katıldığımız Altay’ın Ulagan Bölgesindeki UluslararasıKaycılar (eski bir Türk geleneğinde gırtlaktan türkü okuyan sanat kişileri) Kurultayı esnasında izleme olanağını elde ettik. Bu yazımda yer verdiğim bilgilerin çoğu, Altay’da bu oyununu başlatıcısı, tek yetkili hakemi ve Altay Cumhuriyeti Kök Börü Federasyonu Başkanı Daniil Mamıyev tarafından sağlanmıştır.
Kokpar tarihcesi
Kokpar, Türk ve Orta Asya halk kültüründe atla oynanan bir tür oyundur. Kökpar, Kokbor, Kökper, Kökbörü olarak da söylenir. Eşanlamlı olarak Oğlaktartıs (Ulaktartış), Olakkaptı (Ulakgaptı) veya Buzkaşı (Bozkaçı) tabirleri de kullanılır. “Kokpar Serke” olarak da bilinir. Serke direk demektir ve ortadaki bayrağı ifade eder.[1] Geniş bir düzlükte takımlar halinde veya bireysel olarak oynanır. Kokpara her atla katılınamaz. Darbelere ve debelenmeye hazırlanmış, eğitimli ve kaslı atlar olmaları gerekir. Buzkaçı sözcüğü Buz (Buzağı) ve Kaçırmak fiillerinden türeyerek Tacik diline geçmiştir. Buzkaşi adıyla bilinen bu oyun aslında Orta Asya'da pek çok bölgede bilinen ve oynanan, eski bir Türk oyunudur. Afganlar ise bu oyuna Vuzloba derler. Ulaktartış ise Oğlak Kapmaca demektir.
Göçebe savaşçıların ciritle birlikte idman oyunu olarak oynadığı buzkaşi, geniş bir düzlükte takımlar halinde veya bireysel olarak oynanır. Amaç, kesik bir oğlağı veya küçükbaş hayvanların derisinin şişirilmesiyle oluşturulmuş bir tulumu, at üstünde taşıyarak belirli mesafeyi aşmaktır. Düzlüğün ortasında bulunan bayrağın etrafında önceden belirlenen sayıda tur atılarak başarı elde edilir. Oğlağı taşıyan atlıyla beraber diğer oyuncular da oğlağı kapmak için yarışır. Atlıların birbirine kamçılarıyla vurmaları serbesttir. Böylece taşıyıcı atlının direnci kırılır. Oğlağın yere düşmesi durumunda ise süvariler at üstünden eğilerek yerdeki oğlağı almaya çalışırlar. Yere inmek de serbesttir, fakat diğer atlılardan gelecek darbeler ölümcül olacağından ve zaman kaybedileceğinden dolayı at üstünde kalmak tercih edilir. Buzkaşiye izleme güzelliğini veren de zaten süvarinin atı üstünde yaptığı bu çevik hareketlerdir. Atına en çok hakim olan ve en çevik çopendoz (atlı) sahada da en etkili olandır.
Günümüzde Afganistan'ın milli sporu olarak bilinen Buzkaşi, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Türkiye'de nadir olarak görülse de hala oynanmaktadır. Buzkaşi, Afganistan'ın ünlü filmi "The Horsemen"e de konu olmuştur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)